Boğazını tutan kadın görseli

Soğuk hava solunduğunda burun mukozasında yer alan silia isimli hücrelerin hareketliliği azalır ve bu durum virüslerin solunum yollarından uzak tutulmalarını engeller. Dolayısıyla özellikle kış aylarında bağışıklık sisteminin de zayıflaması ile birlikte vücut pek çok enfeksiyona daha yatkın hale gelir. Bu dönemde görülen enfeksiyonlar genellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır ve bunların neredeyse tamamı virüs kaynaklıdır. Halk arasında nezle ve üşütme gibi isimlerle de tariflenen soğuk algınlığı kış aylarında en sık karşılaşılan üst solunum yolu enfeksiyonudur.

Soğuk Algınlığı Nedir?

Vücutta üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açabilecek 200 kadar farklı virüs mevcuttur. En sık görülen soğuk algınlığı etkenleri rhinovirüsler, coronavirüsler, parainfluenza virüs ve respiratuar sinsityal virüsler şeklinde sıralanabilir. Soğuk algınlığı, genel tanım itibariyle; birden fazla virüsün yol açtığı, üst solunum yollarını tutan, viral kaynaklı olması nedeniyle kişiden kişiye solunum ve temas yolu ile bulaşabilen ve çoğunlukla “hafif seyirli” olarak ilerleyen bir hastalıktır. Özellikle burun, boğaz ve gözlerde önce sulu daha sonra pürülan akıntı ile kendini belli eder ve bu gibi hastalık belirtileri 7 ila 14 gün sürer. Tıpta üst solunum yolu enfeksiyonu, akut nazofarenjit veya akut rinofarenjit gibi isimlerle de tanımlanabilen bu hastalık özellikle kış aylarında son derece yaygın görülen ve doğru tedavi edilmediği takdirde kişinin yaşam kalitesini büyük oranda etkileyen kompleks bir tablodur. Başlangıçta solunum ya da temas yolu ile vücuda giren virüsler öncelikle vücut direncini düşürür ve ağız, burun, boğaz ve soluk borusu olmak üzere üst solunum yolunda enfeksiyona yol açar. Hastalığın seyri kişinin yaşına, bağışıklık düzeyine, vücut direncine ve hastalığa yönelik uygulanacak iyileştirici girişimlere göre değişiklik gösterir.

Soğuk Algınlığı Belirtileri Nelerdir?

Soğuk algınlığı belirtileri başta yalnızca üst solunum yollarında hissedilir. Ancak hastalık doğru şekilde tanılanmaz ve henüz başlangıç dönemindeyken doğru iyileştirici girişimler uygulanmazsa sindirim sistemi ve kas sistemi gibi daha pek çok alanda rahatsızlık hissine yol açabilir.

Soğuk algınlığının yaygın görülen belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Soğuk algınlığı %90 ihtimalle birden fazla virüsün yol açtığı viral bir enfeksiyondur ve vücutta enfeksiyon gelişmesi birlikte gözlenen ilk belirtilerden biri yüksek ateştir. Sağlıklı vücudun iç sıcaklığı 37,1 derecedir ve bu durumda koltuk altından yapılan ölçümlerde normal aralık 36-37 derece olarak belirlenir. Özellikle çocuklarda vücut sıcaklığı 37,5 dereceye kadar normal kabul edilebilir ancak soğuğa çıkma ile gerilemeyen ve inatçı şekilde artış gösteren ateş enfeksiyon belirtisi olarak kabul edilir.
  • Genizde doluluk, burun akıntısı, hapşırma, öksürük ve boğaz ağrısı gibi şikayetler soğuk algınlığı durumunda ortaya çıkan en yaygın belirtilerdir. Genellikle hafif seyirli ilerleyen bu belirtiler şiddetlendiği durumda kişinin yaşam kalitesini büyük oranda bozabilir. Kişinin yutma fonksiyonunu zorlaştıran ve ağrılı yutkunma ile hem sıvı alımını hem de beslenmeyi kısıtlayan boğaz ağrısı, hastalığın seyrini kötüleştiren en önemli nedenlerden biridir. Boğaz ağrısı durumunda kişi yeterli düzeyde beslenemez ve bu durum halihazırda zayıflamış olan vücut direncinin daha fazla düşmesine yol açar. Dolayısıyla henüz hastalık başlangıç düzeyinde iken pastil veya sprey gibi yöntemlerle boğaz ağrısını hafifletmeye yönelik girişimler uygulanmalı ve beslenmenin ve yeterli sıvı alımının sürdürülmesi sağlanmalıdır.
  • Baş ağrısı da sık görülen soğuk algınlığı enfeksiyonlarından biridir. Ağrı, yüksek ateşin bir etkisi olarak ortaya çıkabileceği gibi bazı virüslerin direkt olarak baş ağrısına neden olması da mümkündür.
  • Gözlerde sulanma, yanma, batma ve kaşıntı durumları özellikle adenovirüs kaynaklı soğuk algınlığı tablolarında şiddetli hissedilir. Adenovirüsler solunum yolunda enfeksiyona yol açabileceği gibi ciddi göz enfeksiyonlarına da neden olur. Dolayısıyla soğuk algınlığı tablolarında gözlerdeki kızarıklık ve akıntı durumları takip edilmeli ve gerekirse ılık su ile rahatlatıcı göz bakımı uygulanmalıdır. Gözde akıntı olması durumunda mutlaka hekim kontrolü önerilir.
  • Hafif düzeyde eklem ve kas ağrısı da soğuk algınlığı bulguları arasındadır. Özellikle sırt bölgesinde olmak üzere genel vücut ağrısı görülür ve buna bağlı yorgunluk, halsizlik ve güç kaybı gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Bu durum kişinin yaşam kalitesini büyük oranda düşürür ve basit günlük aktivitelerini yerine getirmesine dahi engel olur. Bu noktada vücut direncini desteklemek ve kişinin enerji düzeyini yükseltmek için vitamin takviyeleri tercih edilebilir.
Burnunu silen erkek görseli

Soğuk Algınlığı Nedenleri Nelerdir?

Soğuk algınlığı bir üst solunum yolu enfeksiyonudur dolayısıyla vücut direncini düşüren her durum soğuk algınlığına yakalanma riskini artırır:

  • Stres ile bağışıklık sistemi arasında direkt ilişki bulunur ve vücut direncini büyük oranda düşüren durumlardan biri psikolojik strestir. Özellikle sınav stresi, iş stresi, kaygı bozukluğu gibi kişinin anksiyete düzeyini artıran durumlarda soğuk algınlığı ve daha pek çok hastalığın gelişme riski artış gösterir. Kişilerin böyle dönemlerde stresi kontrol altına alacak girişimlere yönelmeleri ve buna ek olarak bağışıklık sistemini güçlendirici takviyeler almaları önerilir.
  • Soğuk algınlığına neden olan durumlardan bir diğeri de üst solunum yolu alerjileridir. Alerjik astım, bahar nezlesi, polen alerjisi gibi problemler yaşayan kişilerde soğuk algınlığına yatkınlık gözlenir.
  • Kadınlarda regl döngüsü vücudun tüm sistemlerini büyük oranda etkileyen özellikli bir durumdur. Hormonal dengedeki ani değişiklikler psikolojik sağlığı etkilediği gibi fizyolojik sağlık üzerinde de etki gösterir. Bu dönemde vücut direnci düşer ve kişi soğuk algınlığı gibi çeşitli hastalıklara daha yatkın hale gelir.
  • Tüm bunlara ek olarak kişinin bağışıklık sistemini etkileyen ve vücut direncini zayıflatan tüm rahatsızlıklar soğuk algınlığına yatkınlık nedenleri arasındadır.

Soğuk Algınlığı ile Ortaya Çıkabilecek Komplikasyonlar Nelerdir?

Soğuk algınlığı durumunda bağışıklık sistemi vücutta meydana gelen enfeksiyonla savaşmak için alarma geçer ve vücutta çeşitli değişiklikler gözlenir. Bunlardan başlıcası tıpta konjesyon olarak adlandırılan solunum yolu mukozasının şişmesi durumudur. Bu durum genellikle tüm solunum yolu enfeksiyonlarında ve alerji durumlarında görülür. Mukoza salgıları artar, mukozal doku normalden çok daha fazla çalışır ve bu durum dokuda ödem gibi komplikasyonlar gelişmesine yol açar.

Soğuk algınlığına bağlı olarak ortaya çıkabilecek bir diğer komplikasyon sinüzit problemidir. Burun çevresinde yer alan kemiklerin içerisinde burun boşluğu ile bağlantılı hava dolu boşluklar bulunur ve bu boşluklara paranazal sinüs adı verilir. Sinüzit ise paranazal sinüslerin iltihaplanması durumudur. Genellikle soğuk algınlığından sonra ortaya çıkan sinüzit, burun tıkanıklığı, sarı-yeşil burun akıntısı, göz çevresinde ve alın bölgesinde şiddetli ağrı, yüzde basınç hissi ve özellikle başın öne eğilmesi ile artış gösteren yüz veya baş ağrısı gibi şikayetlere yol açar. Kronik sinüzit durumunda bu şikayetler 3 aydan daha uzun süre devam eder ve kişinin yaşam kalitesi büyük oranda azalır.

Soğuk algınlığının bir diğer komplikasyonu ise kulakta ağrı şikayetidir. Kulak ağrısı genellikle soğuk algınlığı semptomlarının gerilemesi ile birlikte hafifler ve daha sonra tamamen kaybolur.

Soğuk Algınlığı Tanısı Nasıl Konur?

Soğuk algınlığı birden fazla virüsün etken olduğu klinik bir tablodur ve çoğunlukla semptomlar tanı koymak için yeterlidir. Ancak bazı durumlarda, örneğin altta yatan başka klinik rahatsızlıklardan şüphelenilmesi durumunda, burun ve boğazdan sürüntü alınır ve solunum yolu viral paneli olarak adlandırılan bir test ile sürüntü örneği laboratuvar düzeyinde incelenebilir. Bu şekilde soğuk algınlığına yol açan virüsleri spesifik olarak saptamak mümkündür ancak sık tercih edilmez.

Soğuk Algınlığına Ne İyi Gelir?

Soğuk algınlığı genellikle tıbbi tedavi gerektirmez, uygulanacak girişimler semptomları rahatlatmaya yönelik olarak planlanır. Genellikle 7-14 gün arasında seyreden soğuk algınlığı durumunda yapılması gereken, vücut direncini artıracak uygulamalarla belirtileri kontrol altına almak ve kişinin günlük yaşamını kolaylaştırmaktır.

Bu süreç boyunca dikkat edilmesi gereken en önemli nokta yeterli istirahat ve bol sıvı alımı olmalıdır. İstirahat ve sıvı alımı ile vücut direnci desteklenir, halsizlik ve yorgunluk gibi şikayetlerin hafiflemesi sağlanır. Beslenme durumu da soğuk algınlığı sırasında üzerinde durulması gereken noktalardan biridir. Hastalık boyunca bol meyve sebze tüketmek, özellikle C vitamini gibi bağışıklık sistemini güçlendiren takviyeler almak önemlidir. Bu süreçte sebze çorbası gibi yiyecekler tercih edilerek hem vitamin ihtiyacı giderilir hem de sıvı alımı artırılmış olur.

Soğuk algınlığı tablosunda en sık yakınmaya yol açan durumlardan biri burun tıkanıklığıdır. Burun içini nemlendirmek, serum fizyolojik gibi sıvılarla tıkanıklığı gidermek ve oda havasını nemlendirerek daha rahat bir solunum örüntüsü yaratmak mümkündür. Bu gibi girişimler hastalığın seyrini fazlasıyla hafifletir.

Soğuk algınlığı durumunda en şiddetli ilerleyen bulgu genellikle boğaz ağrısıdır. Kişinin beslenmesini, konuşmasını ve günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmesini büyük oranda engelleyen boğaz ağrısı, hastalığın başlangıç evresinde pastil ve sprey gibi tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınmazsa boğaz tahrişi ve ses kısıklığı gibi daha ciddi sorunlar meydana gelebilir.

Çocuklarda Soğuk Algınlığı Nasıl Geçer?

Çocuklarda bağışıklık sistemi henüz gelişme aşamasındadır ve bu durum onları soğuk algınlığı gibi bulaşıcı hastalıklara karşı daha yatkın hale getirir. Özellikle kreş, okul gibi kalabalık ortamlar soğuk algınlığına yol açan virüslerin yayılması için oldukça riskli ortamlardır. Dolayısıyla çocuklarda soğuk algınlığı gibi virüs veya bakteri kaynaklı hastalıklarla sık karşılaşılır. Özellikle viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımı uygun olmadığı için enfeksiyonun medikal olmayan yöntemlerle kontrol altına alınması ve çocuğun sağlık durumunu iyileştirmeye yönelik bazı girişimler uygulanması gerekir. Hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı ilk anda boğaz ağrısını hafifletmek ve tahrişi önlemek için çocuklara uygun sprey ve pastiller tercih edilebilir. Bu dönemde boğazda tahriş gelişmesi çocuğun beslenmesini zorlaştırır ve aynı zamanda hastalığın iyileşmesini geciktirir. Bu dönemde sprey ve pastil uygulamalarının yanı sıra ballı ılık süt gibi içeceklerle boğaz mukozasının yumuşaklığını korumak gerekir.

Çocuklarda soğuk algınlığı problemi çoğunlukla medikal tedavi gerektirmez ve vitamin-mineral takviyeleri ile birlikte boğaz spreyi gibi iyileştirici uygulamalarla kendiliğinden geriler. Ancak kontrol altına alınamayan ateş, şiddetli halsizlik ve beslenmeyi sürdürememe gibi durumlarda acil sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.

Soğuk Algınlığı Nasıl Bulaşır?

Viral kaynaklı tüm solunum yolu hastalıkları gibi soğuk algınlığı da kişiden kişiye kolayca bulaşabilir. Yapılan pek çok çalışma soğuk algınlığına yol açan virüslerin hava ile değil temas ile bulaş sağladığını ortaya koyar. Yani virüs ile enfekte olmuş kişiler burun salgılarına dokunduktan sonra başka yerlere dokunur ve virüsü bu bölgelere taşımış olurlar. Virüs ellerde yaklaşık 2 saat kadar canlı kalabilirken kapı kolu, telefon ahizesi ve para gibi sert yüzeylerde canlılığını 72 saate kadar koruyabilir. Soğuk algınlığı bulaşlarının %93’ü dokunma yoluyla gerçekleşir dolayısıyla kapı kolu, ahize ve para gibi birden fazla kişinin dokunduğu yüzeylere temas ettikten sonra ellerin ağız ve buruna götürülmemesi önemlidir.


Hasta kadın görseli

Soğuk Algınlığından Korunmak İçin Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Bağışıklık sisteminin zayıflaması ve vücut direncinin düşmesi soğuk algınlığına yakalanma riskini doğrudan artıran en önemli faktörlerdir. Dolayısıyla hastalıktan korunmak için öncelikle bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, desteklenmesi, gerekli takviyeler ile vücut direncinin artırılması ve bunun korunması önemlidir. Bağışıklık sisteminin zayıfladığı regl, sınav stresi ya da yoğun iş temposu gibi dönemlerde soğuk algınlığına yatkınlığın arttığını bilmek ve bu süreçte çok daha dikkatli olmak gerekir. Özellikle bu dönemlerde meyve sebze tüketimine ağırlık vermek, gerekirse C vitamin takviyesi almak, uyku kalitesini artırmak ve stresi kontrol altına alacak girişimler planlamak önerilir.

Soğuk algınlığından korunmak için dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise kişisel hijyendir. Özellikle kalabalık ortamlarda uzun süre bulunmamaya ve kirli havayı solumamaya özen göstermek, birden fazla kişinin temas ettiği yüzeylere dokunduktan sonra elleri ağız ve buruna değdirmemek, bu yüzeylerle temas sonrası en kısa sürede elleri yıkamak soğuk algınlığından korunmak için olmazsa olmaz niteliğindedir. Özellikle okul çağındaki çocuklar bu konuda bilinçlendirilmeli ve soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerden uzak durmaya özen gösterilmelidir.

Soğuk Algınlığının İlk Belirtilerinin Tedavisi İçin Bisolduo Action Sprey

Bisolduo sprey ürün görseli

Bal, hatmi kökü ekstresi ve Ectoin® içeren Bisolduo Action Sprey, boğazın tahriş olmuş mukoza zarı üzerinde koruyucu bir film oluşturarak soğuk algınlığı semptomlarının lokal olarak şiddetlenmesini önler.İçeriğindeki Doğal Ectoin® molekülü, boğazdaki iltihabi reaksiyonu önleyici ve sümük salgılayan zarları yatıştırıcı özelliklere sahiptir.

Kullanıldığı ilk andan itibaren rahatlama hissi yaratan ve belirtileri hızla kontrol altına alan Bisolduo Action Sprey, boğaz ağrısı, ses kısıklığı, boğaz mukozasında tahriş, öksürük, yutma sırasında ağrı gibi hastalık belirtilerinin kötüleşmesini önler. Boğaz ağrısı ve ses kısıklığının süresini kısaltır; öksürüğü ve tahriş olmuş boğazı rahatlatır. 2 yaşından büyük çocuklar ve yetişkinler için güvenle kullanılabilen Bisolduo Action, sprey formu sayesinde son derece kolay kullanım imkanı sunar.


Kaynakça

1- https://infeksiyon.org/wp-content/uploads/2016/08/soğukalgınlığı.pdf

2- SOĞUK ALGINLIĞI VE KLİNİK YAKLAŞIMLAR COMMON COLD AND CLINICAL APPROACHES Selim Öncel DERLEME ÖZ ABSTRACT

3- http://www.rai-projekt.de/fileadmin/rai/downloads/infozepte/01_Erkältung__tr_.pdf

Yayınlama Tarihi: 2022-01-27

Son güncellenme Tarihi: 2022-01-27


Kuru ve Balgamlı Öksürük

Bisolnatur ürün görseli

Doğal içeriği ile öksürüğü rahatlatır, boğaz ağrısını yatıştırır.

Kuru Öksürük ve Boğaz Ağrısı

Bisoldu Şurup ürün görseli

Anında yatıştırıcı etkisi ile kuru öksürüğü rahatlatır, boğaz ağrısını yatıştırır.

Bisoldu Sprey ürün görseli

Semptomların kötüleşmesini önlemek için anında etki ederek öksürüğü rahatlatır, boğaz ağrısını azaltır.

Soğuk Algınlığı Virüslerine Etkili

Bisol Viral ürün görseli

Soğuk algınlığı virüslerini hapseder, etkisiz hale getirir ve sizi korur.

Nereden Satın Alabilirim? harita görseli

Nereden Satın Alabilirim?

Bisolnatur ve Bisolduo’yu eczanelerden reçetesiz satın alabilirsiniz, çocuklarda doktora danışılarak kullanılması gerekmektedir. Size en yakın eczaneyi bulmak için:

Öksürük ve soğuk algınlığını yenmek için ipuçlarımızı keşfedin

Öksürük Nedir? görseli

Öksürük Nedir?

Genelde soğuklarla birlikte kendini gösteren öksürük bazen önemli bir iş görüşmesinde, bazen çok önemli bir sınavda, bazen en mutlu olduğunuz an gibi olmadık yerlerde hayatınızı kâbusa çevirebilir.

Kuru Öksürük Nasıl Geçer, Ne İyi Gelir? görseli

Kuru Öksürük Nasıl Geçer, Ne İyi Gelir?

Normal şartlarda öksürük, son derece doğal bir reflekstir. Vücut; öksürük yoluyla solunum yolundaki yabancı ve/veya zararlı partikülleri ya da mikropları uzaklaştırır. Bununla…

Balgamlı Öksürük görseli

Balgamlı Öksürük

Yaş öksürük olarak da bilinen balgamlı öksürük solunum yolları enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen bir durumdur. Balgamlı öksürük birçok hastalığın belirtisi olabilir.